Gün Büyük Yazılır mı? Öğrenmenin Işığında Bir Pedagojik Yolculuk Bir eğitimci olarak sınıfa her girdiğimde aynı düşünce zihnimde yankılanır: “Her gün, yeniden öğrenmenin günü olabilir.” Gün kelimesi kulağa sıradan gelir; oysa içinde bir yaşam döngüsü, bir dönüşüm ve bir öğrenme fırsatı saklıdır. Peki, dilin bu sade ama anlam yüklü parçası yazımda nasıl yer alır? “Gün büyük yazılır mı?” sorusu, sadece bir dilbilgisi meselesi değildir; öğrenmenin, anlam kurmanın ve bireyin gelişim yolculuğunun da bir parçasıdır. Dil Öğrenmenin Pedagojik Yüzü Öğrenme, yalnızca bilgi edinme süreci değildir; aynı zamanda dünyayı anlamlandırmanın bir yoludur. Gün kelimesi, Türkçede özel bir isimle birlikte kullanıldığında büyük harfle…
4 YorumKategori: Makaleler
Kavak Ağacı Susuz Yetişir mi? Bir Hikâyenin İçinden Cevap Arayışı Bugün size bir bilgi vermekten çok, bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü bazen bir sorunun cevabı sadece ansiklopedilerde değil, insanların yaşadıklarında gizlidir. “Kavak ağacı susuz yetişir mi?” diye sorulduğunda, çoğu kişi hemen bir teknik yanıt arar. Oysa bu sorunun içinde hayat var, sabır var, umut var. Gelin sizi bir köyün kenarındaki küçük bir bahçeye götüreyim… — Toprağın Kalbinde Başlayan Hikâye Hikâyemiz, yıllardır kavak yetiştiriciliği yapan iki kardeşle başlıyor: Ali ve Elif. Aynı toprakta büyümüşler ama dünyaya bakışları bambaşka. Ali, mühendis aklıyla her şeyi planlayarak yapar; Elif ise toprağa çıplak ayakla basar,…
8 YorumDil Bilimsel Yazı Nasıl Yazılır? Dil bilimi, dilin yapısını, kullanımını ve evrimini inceleyen bir bilim dalıdır. Dil bilimsel yazılar, bu alandaki araştırmaları ve bulguları sistematik ve bilimsel bir dille sunmayı amaçlar. Bu yazı türü, akademik dünyada bilgi paylaşımının temel araçlarından biridir. Dil Bilimsel Yazının Temel Özellikleri 1. Nesnellik ve Tarafsızlık Dil bilimsel yazılar, kişisel görüşlerden ziyade objektif verilere dayanır. Araştırmaların sonuçları, tarafsız bir şekilde sunulur ve yorumlar, mevcut verilerle desteklenir. Bu yaklaşım, yazının bilimsel güvenilirliğini artırır. 2. Açık ve Anlaşılır Dil Kullanımı Dil bilimsel yazılarda, karmaşık cümle yapılarından ve gereksiz jargonlardan kaçınılır. Amac, okuyucunun metni kolayca anlamasıdır. Bu nedenle, dil…
Yorum BırakBir Ev İçin Kaç Watt Güneş Paneli Almalıyım? — Güç, İktidar ve Vatandaşlık Üzerine Siyasal Bir Analiz Bir Siyaset Bilimcinin Meraklı Girişi Bir gün üniversitede öğrencilerime şu soruyu sordum: “Enerjiyi kim kontrol ederse, toplumu da o mu yönetir?” Sınıfta sessizlik oldu. Çünkü bu soru, yalnızca elektrikle değil, iktidar ilişkileriyle ilgilidir. Bugün “Bir ev için kaç watt güneş paneli almalıyım?” diye soran biri, farkında olmadan iktidarın el değiştirdiği bir çağın parçasıdır. Enerji üretiminin bireyselleşmesi, yalnızca teknik değil, siyasal bir devrimdir. Artık enerji, devlete veya büyük şirketlere bağımlı olmaktan çıkıp vatandaşın eline geçmektedir. Bu dönüşüm, modern demokrasilerin görünmeyen damarlarını harekete geçiren bir…
Yorum BırakŞey Kelimesi Arapça mı? Ekonomik Düşünceyle Bir Dilin Anatomisi Bir Ekonomistin Düşüncesiyle Başlangıç: Kıt Kaynaklar, Sonsuz Anlamlar Ekonomi, özünde kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçların yönetimidir. Bir ekonomist için her tercih, bir fırsat maliyeti taşır. Bu bakış açısını dile uyarladığımızda “Şey” kelimesi, ilginç bir biçimde, tam da bu kıtlık ve seçim denklemine benzer bir rol oynar. Her anlamı kapsar, ama hiçbirine tam olarak sahip değildir. “Şey” hem belirsizdir hem de kapsayıcıdır; tıpkı piyasalardaki soyut kavramlar gibi — talep, beklenti, güven, değer… Bu yazıda “Şey kelimesi Arapça mı?” sorusunu sadece dilbilimsel değil, ekonomik bir mercekten inceleyeceğiz. Çünkü diller de tıpkı ekonomiler gibi; kaynakları…
4 Yorumİman Duygusu Nedir? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Bakış Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Samimi Girişi Öğrenme, bir insanın yaşamını dönüştüren, şekillendiren bir süreçtir. Her gün yeni bir bilgi edinmek, dünyayı daha derinlemesine anlama fırsatı sunar. Eğitimciler olarak, öğrencilerimizin yalnızca bilgi edinmelerini değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel gelişimlerini de desteklemeyi hedefleriz. Peki ya iman duygusu? Bu, öğrenmenin çok daha derin bir boyutuna, insanın içsel inançları ve değerleriyle ilgili bir soruya işaret eder. İman, sadece bir düşünsel ya da teorik bir yapı değil, bireyin kalbinde ve zihninde yer alan güçlü bir his, bir yönelimdir. Bu yazıda, iman duygusunu öğrenme…
8 YorumYunanca Ateş Ne Demek? Psikolojinin Derin Katmanlarında Bir Sembolün Yolculuğu Bir psikolog olarak insan zihnini anlamaya çalışırken sık sık kelimelerin gücüyle karşılaşırım. Çünkü kelimeler, yalnızca düşüncenin aracı değil; aynı zamanda duygunun, bilinçdışının ve kültürün taşıyıcısıdır. “Ateş” kelimesi de bu anlamda en kadim, en derin sembollerden biridir. Yunanca ateş ne demek? sorusunun cevabı basit gibi görünür: “ateş” Yunancada “πῦρ” (pyr) olarak söylenir. Ancak bu kelimenin taşıdığı anlam, dilin ötesinde insan ruhuna dair çok daha fazlasını anlatır. Çünkü “pyr” sadece fiziksel bir yanma değil, aynı zamanda tutkunun, öfkenin ve dönüşümün simgesidir. Kelimenin Kökeni: Dilin Derin Belleği Yunanca “πῦρ” kelimesi, Hint-Avrupa dil ailesinin…
4 YorumYazın Hangi Kumaş Gömlek Giyilir? Tarihsel Serinliğin İzinde Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak geçmişi incelerken, yalnızca büyük savaşlara ya da imparatorlukların yükselişine değil, gündelik hayatın küçük ayrıntılarına da bakarım. Çünkü insanlık tarihinin ritmini belirleyen şey, çoğu zaman insanların nasıl yaşadığı, nasıl beslendiği ve hatta ne giydiğidir. Yazın hangi kumaş gömlek giyilir? sorusu da, basit bir giyim tercihi olmanın ötesinde, tarih boyunca iklimle, ekonomiyle ve kültürle şekillenmiş bir yaşam biçiminin ifadesidir. Bu yazıda, geçmişin dokusuna uzanarak, kumaşların hikâyesiyle serinliğin tarihini birlikte okuyacağız. Antik Çağlardan İpeğin Gölgesine İnsanoğlu sıcakla mücadeleyi binlerce yıl önce başlatmıştır. Antik Mısır’da keten, yaz mevsiminin vazgeçilmez kumaşıydı. Nil…
Yorum BırakKanatsız Uçak Olur mu? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Adalet Perspektifinden Bir Yolculuk Birlikte Düşünmeye Davet: Uçmak İçin Hepimizin Kanadı Var Bazen en basit sorular, en derin düşüncelere kapı aralar. “Kanatsız uçak olur mu?” sorusu da tam olarak böyle. Teknik olarak yanıt bellidir: Uçak uçmak için kanatlara ihtiyaç duyar. Ama gelin, bu soruya sadece fizik yasaları açısından değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi önemli dinamikler açısından da bakalım. Çünkü belki de asıl mesele uçağın kanatlarında değil, uçmayı mümkün kılan insanlık anlayışımızdadır. Toplum olarak hepimiz farklıyız; cinsiyetlerimiz, deneyimlerimiz, bakış açılarımız birbirinden ayrılıyor. Bu farklılıklar, tıpkı bir uçağın aerodinamiğini belirleyen parçalar…
6 YorumSözleşmeli Personel Görevlendirilebilir mi? Eğitimin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Bakış Öğrenme, insanın kendini dönüştürme sürecidir. Bir eğitimci olarak her dersin, her etkileşimin ve her kararın ardında yatan en derin motivasyonun “öğrenmek” olduğuna inanırım. Ancak öğrenme yalnızca öğrencilerle sınırlı değildir; kurumlar, yöneticiler ve öğretmenler de sürekli öğrenme hâlindedir. Bu bağlamda “Sözleşmeli personel görevlendirilebilir mi?” sorusu, sadece bir idari düzenleme meselesi değil, aynı zamanda öğrenme kültürünün nasıl şekillendiğini gösteren pedagojik bir göstergedir. Pedagojik Çerçevede Sözleşmeli Personelin Rolü Eğitim sistemlerinde sözleşmeli personel kavramı, genellikle belirli bir süre veya proje kapsamında görev yapan, kadrolu statüde olmayan öğretmenleri ve eğitim çalışanlarını ifade eder. Bu…
8 Yorum