Kalpsiz Marissa Meyer Seri mi? Tek Kitaplık Bir Efsanenin Hikâyesi Bazı kitaplar vardır, kapağını kapattığınız anda “devamı olmalı” dersiniz. İşte Marissa Meyer’in Kalpsiz (Heartless) romanı da tam olarak böyle bir eser. Bu yazıda, “Kalpsiz bir seri mi, yoksa tek başına bir başyapıt mı?” sorusuna hem verilerle hem de hikâyenin ardındaki duygularla yanıt arayacağız. Çünkü bu kitap sadece bir masalın öncesini anlatmakla kalmıyor, bizi insan kalbinin karanlık köşelerine de götürüyor. Kalpsiz: Bir Serinin Parçası mı, Tek Bir Hikâye mi? Öncelikle net bir cevapla başlayalım: Marissa Meyer’in Kalpsiz kitabı bir seri değildir. 2016 yılında yayımlanan eser, yazarın dünyaca ünlü Ay Günlükleri (The…
6 YorumKategori: Makaleler
Doğanın Takviminde Bir Ses: Guguk Kuşu Ne Zaman Öter? Doğanın en dikkat çekici seslerinden biri olan guguk kuşu, adını doğrudan çıkardığı sesten alır. “Guguk” sesi, yalnızca bir kuşun ötüşü değildir; aynı zamanda mevsimlerin değiştiğini, doğanın döngüsünün başladığını haber veren bir çağrıdır. Bu ses, yüzyıllar boyunca halk kültüründe, edebiyatta ve bilimin gözlem alanında önemli bir yer edinmiştir. “Guguk kuşu ne zaman öter?” sorusu, ilk bakışta basit gibi görünse de, aslında doğa tarihinden davranış bilimlerine kadar uzanan derin bir tartışmanın kapısını aralar. Guguk Kuşunun Ötüşünün Doğal Zamanı Guguk kuşu (Cuculus canorus), genellikle ilkbahar aylarında ötmeye başlar. Bu dönem, kuşun göçten dönüş yaptığı…
8 YorumMerhaba sevgili okur, Bugün biraz kelimelerin ötesine geçelim mi? “Harçlık mı Haçlık mı?” derken aslında sadece bir kelime oyunu yapmıyoruz. Bu ifade, toplumsal rollerin, ekonomik eşitsizliklerin ve hatta cinsiyet algılarının iç içe geçtiği derin bir tartışmayı barındırıyor. Hadi gel, birlikte bu kavramın arka planında gizlenen sosyal dinamikleri keşfedelim. Harçlık mı Haçlık mı? – Kelimelerin Ağırlığı Günlük konuşmalarımızda bir harf farkı bazen bir dünyayı değiştirebilir. “Harçlık”, sevgiyle, paylaşmayla, çocuklukla özdeş bir kelime. “Haçlık” ise daha çok kutsal, inançsal bir göndermedir. Ancak biz bu yazıda, kelimelerin sesinden çok, onların toplumsal anlamlarını konuşacağız. Çünkü “harçlık” kavramı bile toplumdaki güç ilişkilerini ve rollerimizi sessizce…
Yorum BırakEpifore Ne Demek? Toplumsal Yapılar ve Kimlikler Arasında Tekrarın Anlamı Bir Araştırmacının Samimi Başlangıcı Bir sosyolog olarak, insan davranışlarının tekrarlarında gizli anlamlar ararım. Günlük yaşamda fark etmeden tekrar ettiğimiz kelimeler, jestler, davranış biçimleri aslında toplumsal düzenin sessiz yankılarıdır. Her tekrarda bir anlam yeniden kurulur, her sözde bir yapı yeniden doğar. İşte bu yüzden, dilbilimde “epifore” dediğimiz kavram — yani bir cümlenin sonlarında aynı kelime ya da ifadenin tekrarlanması — sadece edebi bir araç değil, toplumsal bir fenomendir. Çünkü toplum da kendini, normlarını ve rollerini tekrar ederek sürdürür. Epifore: Dilin Sosyolojik Yankısı Epifore, retorikte bir vurgu biçimidir: bir ifadenin ardışık cümlelerin…
8 YorumBolu Göynük Çubuk Gölü Nerede? Sessizliğin Felsefi Coğrafyası Bir Filozofun Gözünden: Suyun Aynasında Kendini Aramak Bir filozofun yolculuğu bazen dağları aşmakla değil, bir gölün kenarında durup düşünmekle başlar. Çünkü su, düşüncenin en eski aynasıdır. Bolu Göynük Çubuk Gölü de işte böyle bir ayna gibidir — doğanın sessizliğinde insanın içsel sesini yankılar. Bu göl, sadece bir coğrafi nokta değil; varlık, bilgi ve değer üzerine düşünen herkes için bir metafordur. Çubuk Gölü, Bolu’nun Göynük ilçesine yaklaşık 11 kilometre uzaklıktadır. Çam ormanlarının arasında, deniz seviyesinden yaklaşık 1.100 metre yüksekte yer alır. Ancak bu bilgi, sadece “nerede” sorusunun yanıtıdır. Asıl mesele, bu gölün bizde…
Yorum BırakHayvanlar Gıdıklanır Mı? Toplumsal Normlar ve Hayvanlar Arasındaki İlişkiler “Toplumsal yapıları ve bireylerin etkileşimlerini anlamaya çalışırken, bazen en basit görünen sorular bile derin anlamlar taşır. Gıdıklanma, hayvanlar için bir eğlence aracı mı, yoksa yalnızca insanlara özgü bir deneyim mi?” Bu soru, yalnızca biyolojik bir tepkiyi sorgulamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler hakkında derin bir analiz yapmamızı gerektirir. Hayvanların gıdıklanıp gıdıklanamayacağı meselesi, kültürel ve sosyolojik açıdan bakıldığında, daha geniş bir toplumsal anlayışa işaret eder. Gıdıklanma, genellikle bir insan deneyimi olarak kabul edilir, ancak hayvanların bu fenomeni yaşayıp yaşamadığını sorgulamak, toplumların hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkilere nasıl…
8 YorumGöbek Deliği Taşı Nedir? Edebiyatın Merkezinde Bir Bedenin Simgesi Bir edebiyatçının kalemi bazen bir kelimenin derinliğinde, bazen bir taşın sessizliğinde yankılanır. Göbek deliği taşı denildiğinde, ilk bakışta bir bedenin küçük bir detayı gibi görünen bu kavram, aslında edebiyatta insanın varoluşuna, kökenine ve kendilik arayışına uzanan derin bir metaforun kapısını aralar. Kelimeler, tıpkı taşlar gibi zamanla aşınır ama iz bırakır. Göbek deliği taşı da bu izlerden biridir: hem fiziksel hem sembolik, hem bireysel hem kolektif bir merkez. Bir Merkezin Hikâyesi: Bedenin Coğrafyası Edebiyat tarihinde beden, çoğu zaman kimliğin en güçlü taşıyıcısı olmuştur. Göbek deliği, doğumun izi; yani bir bağın kopuşunun kanıtıdır.…
6 YorumSoğutucu Vantilatör Nasıl Çalışır? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Bir yaz günü, serin bir esintiyle nefes almanın verdiği rahatlık hepimize tanıdık gelir. Soğutucu vantilatörler, yalnızca mekanik cihazlar değil; aslında farklı toplumsal dinamiklerin metaforu olabilecek kadar çok katmanlıdır. Bu yazıda, “soğutucu vantilatör nasıl çalışır?” sorusunu hem teknik açıdan hem de toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet bağlamında ele alacağız. Amacım, bu cihazın ardındaki bilimsel işleyişi anlatırken, aynı zamanda toplumdaki farklı bakış açılarını da kucaklayan bir perspektif sunmak. — Soğutucu Vantilatörün Teknik İşleyişi Soğutucu vantilatör, basitçe anlatmak gerekirse, hava akışını buharlaştırma teknolojisiyle birleştiren bir cihazdır. İçindeki su haznesi, pompa…
4 YorumGermanistik Ne İş Yapar? Ekonomik Perspektiften Bir Bakış Bir ekonomist olarak, sürekli olarak sınırlı kaynakların nasıl en verimli şekilde dağıtılacağı üzerine düşünürüm. Herhangi bir toplumda, kaynaklar sınırlıdır ve bu da bireylerin, toplumların ve devletlerin sürekli olarak seçimler yapmalarına yol açar. Bu seçimlerin, sadece bireysel hayatlar üzerinde değil, toplumsal yapılar üzerinde de geniş etkileri vardır. Bugün, Germanistik gibi bir akademik alanın sunduğu fırsatlar ve bunun ekonomik etkileri üzerine bir analiz yapacağız. Germanistik ne iş yapar? sorusunu, piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah çerçevesinde inceleyeceğiz. Germanistik ve Kaynakların Dağılımı Germanistik, Almanca dilini, edebiyatını, kültürünü ve tarihini inceleyen bir disiplindir. Almanca konuşan…
6 YorumBana Geri Ver Kim Söylüyor? Felsefi Bir İnceleme Felsefenin temel meselelerinden biri, insanın kendisini ve çevresini anlamaya yönelik sürekli bir arayış içinde olmasıdır. Kimlik, varlık, bilgi ve ahlak gibi kavramlar, felsefi sorgulamanın odak noktalarını oluşturur. “Bana geri ver, kim söylüyor?” gibi bir soru, bu temel meselelerle bağlantılı olarak, bir kişinin sahip olduğu değerleri, kimliğini ve haklarını sorgulayan derin bir felsefi sorgulamadır. Bu yazıda, etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden hareketle, bu sorunun ne anlama geldiğini ve bireysel özgürlük, bilgi ve varlıkla olan ilişkisini inceleyeceğiz. Kimlik ve Etik Perspektifi Felsefi açıdan bakıldığında, “Bana geri ver” talebi bir hak ve sahiplik sorununu gündeme…
8 Yorum